Şiddetli Bakımı ve Doku Onarımı Derneği Başkanı Prof. Dr. Melik Uncu, organ kaybı ve ölümlere sebep olan diyabet hastalığının yaygınlaştığına dikkati çekerek, farkındalığı tasarruf etmek için “al çorap” sembolüyle debi başlattıklarını bildirdi.

İzmir’deki otelde Türkiye Şeker Hastalığı Derneği vasıtasıyla 7. Şeker Hastalığı ve Eşlik Eden Hastalıklar Tedavisi Kongresi düzenlendi.

Kongreye katılan etibba, hastalığın sembolü adına belirlenen ve diyabet hastalarına özel tasarlanan al çorapları ellerine giyerek azamet verdi.

Şiddetli ve Doku Tamirat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uncu, AA muhabirine, Türkiye’dahi

yaklaşık 10 milyon şeker hastalığı hastasının olduğunu ve bu hastaların dörtte birinin ayağında sorun bulunduğunu söyledi.

Al çorapla diyabette kıç sağlığının önemine dikkati temizlemek istediklerini tabir fail Uncu, şu bilgileri verdi:

“Ayakta diyabet olunca aynı hasse kaybı oluyor, keyfiyet soluyor. Al rengi berceste sebebimiz üstelik bu oldu. Diyabetli hastaların ayağında söz gelişi ayakkabısının içine kum girdiğinde evet bile sahilde yürürken tıpkısı çaltı battığında küçücük tıpkı acı açılır. Ahit içerisinde banal aynı delikle başlayan ateş, bütün bire bir bacağın kesilmesiyle sonuçlanabiliyor. Bacağı kesilen hastaların yüzde 50’si birlikte 3 sene ortamında hayatını kaybediyor. Toplumsal bir sorun, ailede ayrımsız abra, harcama, işkence, gelişim kaybı… Bunlar değişik yönleri ama son yerine marazlı hem bacağını hem hayatını kaybedebiliyor. Bu yüzden bu yaralar olmadan önceki göğüslemek rastgele ant tedaviden iyidir.”

Şeker Hastalığı hastalarını kıç tabanlarını ahenktar arama etmeleri, ayaklarını ılık suyla yıkamaları ve yaş bırakmamaları üstüne uyardıklarını ifade eden Uncu, birinci sınıf malzemeyle işlenmiş, ayaklarına vurmayan başmak ve çorapların giyilmesini önerdiklerini dile getirdi.

Diyabetin göz ve böbrek kabilinden bölgelere dahi hasarlar verdiğini fakat basamak yaralarını ön plana çıkardıklarını kaydeden Uncu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hastalar diyabeti yarayla çokça bağdaştıramıyor ve maatteessüf sorunu yanlış önerilerle, ara sıra kremlerle çözmeye çalışıyorlar. Bu hastaların tıpkısı kısmında zaman şekerine dahi bakılmıyor. 2050 yılında diyabetli sayımızın iki katına çıkacağı öngörülüyor. Bu, haddinden fazla yara tıpkı celal. Avrupa ülkelerine bakarsak diyabet oranının en hızlı yükseldiği ülke biziz.”