Toprağından tarih fışkıran mülk: Niğde! Bakaya binlerce sene öncesine bel ediyor

M.Ö. 30 – M.S. 395 yıllarını havi Roma devrinde Niğde bölgesi tarihinin yeryüzü koskocaman konumlarından birini yaşamıştır. Bu dönemde Tyana (Kemerhisar Kasabası) çevresinde bunaltıcı tıpkı yapılaşma görülür. Saraylar, mabetler, akarsu kemerleri ve yerleşim birimleriyle berenarı iri benzeri kent konumuna getirilmiştir. M.S. 395 yılında ise Anadolu Bizans hükümdarlığı altına girmiştir. Özellikle Kapadokya ve Ihlara Bölgesi bu dönemi yansıtır. Niğde bölgesi Bizans hükümdarlığında iken Sasani, Pers ve Arapların istilalarına uğramıştır. Tyana kenti 931 yılındaki Gündüz Feneri İstilası sonucu balaban ölçüde yıkılmıştır. İşte Anadolu Selçuki ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan bile bir nice eserin bulunduğu Niğde’nin yer altın tarihi hazineleri ve tarihçeleri;

TYANA KAZISI

Bu alanlardan Roma Hamamı, Aquadükt ve Rezevuar, kazıda alınan sonuçlara göre oldukça eskiye dayandıkları, Caracalla ve Julia Domna?nın “Tyana?da M. S. 1. yy.üstelik doğmuş olan Apollonius’a ve onun hayatına verdikleri ehemmiyet zımnında şehrin kibirli ve gelişmiş bire bir habitat olması için harcadıkları çabalar dahilinde mamul oldukları anlaşılmaktadır.

Hafriyat çalışmaları, Güneydeki ısıdam kompleksi,Su toplama rezervuarı (kuzey doğu yönde ve tahminî 5 Km uzaklıkta) Su kemeri (Aquadükt) sütunlar, Kazı çalışmalarının özge benzeri bölümü aquadükte akarsu sağlayan rezervuarda tevzi kanallarına ilişkin iki taş arasındaki yarıklarda gerçekleştirilmiş ve bu alanda haddinden fazla sayıda maden dünyalık (bunlardan birçoğunun yerey altındaki gözle bâtın son uzantısına kadarki düzlük. Höyüğün kuzeyindeki kemerlerin akıbet bulduğu yamaçta sürdürülmüştür.

ROMA HAVUZU

Niğde İli, Bor İlçesi, Bahçeli Kasabası kuzeyinde yer merkezine yaklaşık 3 kilometre mesafede saha almaktadır. Roma Dönemi’nde Trojan ve Hadrian Dönemi’nde M.S. 2’nci yüzyılda mensur edilmiştir. Havuz aklık akçakesme taş bloklarla düz yazı edilmiş, mustatil planlı olup, 65×22,5 metre ölçülerindedir. Havuzun altından kaynayan su, oluşturulan kemerler aracılığıyla Antika Tyana (Kemerhisar) Kenti’ne ulaştırılıyordu. Ahit aktarılma onarımlara gidilmiştir. Orijinal özelliğini iri ölçüde korumaktadır.

TYANA ÖRENLIK YERİ VE AKARSU KEMERLERİ

Tyana Harabelik Yeri ve Su Kemerleri Antik Tyana örenleri, Bor ilçesi, Kemerhisar Kasabası’ndadır. Ören yeri kasabanın balaban birbölümünün altında kalmıştır. Kasabanın ayrışık yerlerinde türlü durumlarda mevcut cesim yontuculuk asar ve örenlik durumunda yapılan bilimsel kazılar neticesinde çıkan asar ve mimari parçalar Niğde Müzesi’nde sergilenmektedir. Bahçeli Kasabası’nda mevcut ve Roma havuzu adıyla adlandırılan antika havuza sahn veren temel suyunun Roma Devri’nde yapılan kemerlerle taşınmasına yönelik oluşturulan kemerlerden muhit belde Kemerhisar adını almıştır.

KONSTANTİN VE HELENA (ESKİ ANDAVAL) KİLİSESİ

Konstantin ve Helena kilisesi, Niğde’yi Kayseri’ye bağlayan yağız ve demir yolunun kenarında, şehir merkezinin 8 km. kuzeydoğusunda, Aktaş’a merbut Yeniköy’de meydan almaktadır.Kilisenin kuzeyinde üç derslikli benzeri beş binası bulunmaktadır.

Günümüzde iri oranda yıkkın olan kilisenin kitabesi yoktur. Dönüş kaynaklarında üstelik çatı üzerine ayrımsız bilgelik bulunmamaktadır. Bu nedenle yapının mensur tarihi, banisi ve kime ithaf edildiği bilinmemektedir. Stzygowski yöredeki Rumlar’ın, kiliseyi ilhan Konstantin’in annesi Helena’nın Kudüs yolculuğu sırasında mensur ettirdiğine inandıklarını belirtmektedir.

GÜMÜŞLER MANASTIRI

Kilisenin duvar resimlerinde sunu az üç değişik ustanın çalıştığı düşünülmektedir. Temel apsisteki üç şerit halindeki resimlerin sunma üstündeki Tahtta İsa, sağında iki melek, İncil yazarlarının sembolleri ile Desis sahnesinde vadi kayran Meryem ve havariler, yer altta şeritte ise Kayserili Iri Basileios, Nysa’lı Gregorios, Nazians’lı Gregorios üzere kilise babalarının resimleri saha almaktadır. Manastırın meydan aldığı Gümüşler Kasabası’nın Mutedil Çağ’daki adı ve tarihi için aktarılma kaynağı bulunmamaktadır. Şişman tıpkı kaya kilisenin içine oyulan keşişhane Kapadokya bölgesindeki günümüze bol korunarak gelmiş ve sunma nazik manastırlardan birisidir. Kilisenin duvar resimlerinde bildirme az üç değişik ustanın çalıştığı düşünülmektedir. Anne apsisteki üç abdestbozan halindeki resimlerin sunu üstündeki Tahtta İsa, sağında iki melek, İncil yazarlarının sembolleri ile Desis sahnesinde saha düz Meryem ve havariler, yeryüzü altta şeritte ise Kayserili Büyük Basileios, Nysa’lı Gregorios, Nazians’lı Gregorios gibi kilise babalarının resimleri düz almaktadır.

ALÂEDDİN CAMİİ

Niğde mutasarrıf Ziynettin Beşare eliyle 1223 yılında yaptırılmıştır. Kitabesine göre yapının mimarları, üstad Sıddık ve kardeşi Gazi’dir. Ayrıca nesir kitabesinde, Müstenireddin adı geçmektedir, bu şahsın caminin inşaatından sorumlu imal yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Bazı onarımlarla günümüze mevrut camii, özgün özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini bitmeme ettirmektedir.

Camii iki kapılıdır. Doğuya nazır başlık üzerinde yaz aylarında 09.30 – 11.00 saatleri ortada güneş ışıklarının bıraktığı röfle, kapının taş idareci elleriyle etkin ustanın “Taçlı Kadın Başı” nı ortaya çıkartmaktadır. Efsaneye bakarak mahir, halk ozanı olduğu ve on paralık evlenemeyeceğini bildiği Niğde Bayrak beyinin kızına duyduğu aşkı sonsuza çatışma neşelendirmek üzere konuyu kapı süslemesindeki taşa resmetmiştir. Yapı, harim ile kuzeydoğu köşesine yerleştirilen tek şerefeli minareden oluşmaktadır.

SUNGURBEY CAMİİ

Camiinin mensur kitabesi yoktur. Ancak 1335 yılı civarında yapıldığı düşünülmektedir. İlhanlı döneminde Niğde Valisi olan Sungur Bey marifetiyle yaptırılmıştır. Camiinin mimarı bilinmemektedir. Fakat mimber ile anlaşılan yıldız taç kapısının ahşap başlık kanatlarını Hoca Ebubekir, elan sonraki döneme ilişkin gün doğusu taç kapısının ahşap başlık kanatlarını ise Hacı Muhammed isimli ustalar yapmıştır. Niğde kalesinin güneybatı yönündedir.

NİĞDE KALESİ

Niğde Kalesi, Çarkıt Niğde şehrinin bulunduğu tepeyi çevreleyen kermen üç surla çevrilmiştir. Fakat bir nice yeri yıkılmış olan kalenin bedenlerinin benzeri kısmı evlerin duvarı olmuştur. Bugün tepenin kuzeydoğusunda bire bir hisarı içine düzlük hizip ayakta kalabilmiştir. Mail zamana ait yıkıntıları ortada meskene çevrilen iki burcun kalıntıları görülebilmiştir. Bu sur muhtemelen Sungurbey Cami’nin yanına büyüklüğünde uzanıyordu. Sungurbey Camisi’nin karşısındaki surlardan ayakta kalan beş altı bir kısım restore edilmiştir. Batı taraftaki talih ve burçlar ağız ağıza kaybolmuştur. Kalenin ayakta mütezayit biricik burçtan ibaret ana kulesi tepenin bildirme yüksek noktasına yapılmıştır. Nispeten elan gani mahfuz olan bu asıl cihannüma, mustatil burçlara dayanan surlardan çok elan yüksektir. Anne kulenin duvarları yıkılmamış ise birlikte bağırsak kısmında mevcut birçok dide ve hücre tamamen turşu olmuştur.

NİĞDE SAAT KULESİ

Niğde Saat Kulesi, Niğde ilinin Niğde ilçesinde kâin saat kulesi. Vazıh Paşa yoluyla 1866 yılında yaptırılan 41 metre yüksekliğindeki kule Niğde Kalesi üstünde yükselmektedir.

HÜDAVENT HATUN TÜRBESİ

Hüdavent Kadin Türbesi; taç kapısı üzerindeki düz yazı kitabesine bakarak, 712H./ 1312–13 M. yılında yapılmıştır. Anadolu Selçuki Hükümdarı IV. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızı Hüdavend Hatun yaptırmıştır. Günümüze kâh onarımlar görerek mevrut türbe, otantik özelliğini korumaktadır. Yapı, tek eğik ve sekizgen düzenlenen türbeler grubuna girer. Çatı inşasında sarımtırak renkte ayrıntılı yönü trakit taşı; başlık ve pencerelerin söve, kemer ve lentolar ile kasnaktaki gömlek ve kitabelerde beyaz zehir mermer kullanılmıştır. Kasnaktaki şiddetli kemerli alınlıklardaki bezemelerle, pencerelerdeki figürlü süslemelerde ve cam şebekelerinde elan ince dokulu ve kaba olan kırmızımsı renkte taş; bağırsak mekânın kümbet kasnağında sağır ötede kemerlerde siyah kesme taş kullanılarak berenarı zengin malzemeye meydan verilmiştir. Kök: Niğde Müzesi, Niğde Firez Turizm Müdürlüğü, Türkiye Kültür Portalı, Niğde Belediyesi

Share: