Icra Vekili Soylu: “Bütün hazırlıklarımızı İstanbul’da yaşanabilecek, 7.5’lik yer sarsıntısı üzerinden yapıyoruz”

17 Ağustos 1999 büyük Marmara Depremi’nin hat üssü Taşmak’te, hareket şehitlerini anma etkinliğe katılan İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat, “Bilcümle hazırlıklarımızı İstanbul’de yaşanabilecek, 7.5’lik yer sarsıntısı üzerinden yapıyoruz. Zamanını bilmiyoruz amma tedarik almak bizim genişlik iri sorumluluğumuzdur” dedi.

Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 23 sene geçti. Depremin yıldönümü sebebiyle ihtifal programı düzenlendi. Izlence hezel yürüyüşü ile başladı. Kuran-ı Selek tilaveti ve zelzele şehitleri amacıyla dualar ile devam etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İçişleri Icra Vekili Yardımcısı İsmail Çataklı, Kocaeli Valisi Seddar Güç, DÜRÜST Tümen Kocaeli Milletvekilleri Radiye Sezer Katırcıoğlu, Sami Şarap, Cemil Yaman, İlyas Şeker, Emine Kaptan, Mehmet Akif Yılmayan, MHP Kocaeli Saylav Sililik Sancaklı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AFAD Başkanı Yunus Sezer, İl Emniyet Müdürü Veysel Tipioğlu, İl Jandarma Komutanı Miralay Zor Harbi Kapancı, DOĞRU Tümen İl Başkanı Mehmet Ellibeş, MHP İl Başkanı Yunus Emre Aldanmaz, Gölcük Kaymakamı Cengiz Felaket, Gölcük Belediye Reisi Mehabetli Saika Sezer, 81 ilden AFAD gönüllüleri ile çokça sayıda vatandaş katıldı.

Törende mütekellim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yemeden Içmeden insanlar hatırlamaz. Denizler hatırlar ve şahittirler. Topraklar hatırlar ve şahittirler. Vakit Kaybetmeden insanların belleği yoktur. Tarihin, medeniyetin, yaşadığımız şehirlerin belleği de vardır. Biraz ilk mütekellim hocamız yaşadığı ve rapor ederken zorlandığı, kaybettiklerini bibi içerisinde hissettiği o anları bizlerle paylaştı. Ben birlikte o geceyi hatırlıyorum. Kadın Samsun’daydı, ego dahi İstanbul’bile rahmetli annemlerle, babamla evimizin balkonunda otururken uyumuşum. Tıpkı ses duydum. Hayatım üstelik ilk defa böyle bire bir sesle karşılaştım. Koşa çift hep alay malay aşağıya indik. Kaos, anarşi. Değme kafadan çıkan bire bir patırtılı. Radyolar ayrı söylüyor, elektrikler gitmiş. İstanbul bambaşkaydı. Ego bu tabloyu Giresun Dereli’dahi Malatya ve Elazığ’dahi, Kastamonu Bozkurtta gördüm. İnsanlar belli belirsiz tıpkısı yerlere gidiyorlardı. Sanki ne yaptıklarını bilmiyorlardı. Avcılar’dan Yalova’ya geçtik. Yalova’de gördüğümüz bir afet senaryosu, binlerce ceset yerde, ceset torbaları namevcut. O günün Başbakanı rahmetlik Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı rahmetlik Demirel’di. Tansul Çiller yanımdan ikisini birlikte aradı. Çabucak konuya engelleme edilmesi gerektiği söyleniyordu” diye konuştu.

“Biz depremi unutabiliriz ama sarsıntı bizi unutmaz Türkiye ayrımsız kıyamet ülkesidir”

Şeb Gölcük donanmaya geldiklerini anlatım eden Aristokrat, “Kapkaranlıktı. Oradaki havai hepimiz biliyoruz. Burada gördüğümüz o resim, insanın şüphesiz nevmit olduğunu ortaya koyuyordu. Tabii, yüz yüze kaldığımız sıkıntılarda, yetemeyeceğimiz vaziyetler söz konusu olanaklı amma o devir bize hiç hak etmediğimiz ayrımsız çaresizlik ile karşı karşıya kaldığımız balaban tıpkısı sarsıntı oluşturmuştur. 23 yıl ilk bugün 18 bin 373 vatandaşımızı kaybettik. Cenabıhak ongun ferah rahmet eylesin. İnşallah o günden sonra yaptıklarımız, bizden bilahare yapılacaklar amacıyla onlara utangaç olmayız. 23 yıl geçmiş aldığımız ders, seçme afetten, değme zorluktan birçok ders alıyoruz. Herhangi Bir ders bize kadem attırıyor. Zaman alacağımız dersler bile bize gelecekte birçok aşama attıracak. Cenab-ı Tanrı bunlara dayanabilen olmayı felek etsin. Bire Bir kardeşiniz olarak söylüyorum; tığ depremi unutabiliriz ama hareket bizi unutmaz Türkiye tıpkı afet ülkesidir. 2018 yılının ortasından itibaren AFAD İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. O günden itibaren karşı karşıya kalmadığımız afet kalmadı. Kaya düşmesinden çığa, heyelandan dominant baskınına, depreme, orman yangınına kadar bir nice afetle yüz yüze kaldık. Bir Nice zelzele yaşadık. Antalya Manavgat yangınından, Muğla yangınına büyüklüğünde. Orası bitti, Köyceğiz’de helikopterdeydik. Telefonuma aynı çağrı geldi. ‘Süleyman abi Tanrı rızası amacıyla bizi kurtar’ dedi. Mehmet kardeşim beni aradı. ‘Çaresiz tıpkısı şekilde lüp çatısındayız, çocuklarla beraber’ dedi. Helikopterden indik, Kastamonu, Bartın, Sinop’ta sel felaketi haberini aldık. Orada dahi tıpkısı afet tablosu gördük. İki mezuniyet süresince toprakla, kumla ciltli bire bir şehri gördük. Kastamonu Bozkurt’ta çaresizliği gördük. 1999 ve ondan öncesi süreçlerin tamamından ibret çıkaran, ibret düzlük benzeri Türkiye var. Tanrı şahittir, Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, afetten afete koşuyoruz. 1980’den itibaren tamlık dünyada afetler 4 hatim arttı. Temas afetten sonradan, herhangi bir zorluktan sonradan, bunu karşınızda söylemekten utanırım ama uzatılan mikrofona Erzurum’dan Erzincan’a büyüklüğünde vatandaşlarımızın söylediği yegâne bire bir umum vardı, ‘Nerede bu büyüklük?’. Biz ‘Nerede bu izzet’ sözünü tek tıpkı vatandaşımıza söylettirmedik. Tanrı bizi milletimize utangaç etmesin. 23 yıldan bu güne cümle elinden geleni yaptı. Kanunlar daha çok, denetimler kuruldu. On binlerce, yüzbinlerce hasarlı binalar yıkıldı, namına depreme dayanabilen konutlar yapıldı. Mukavemetli şehirler oluşturabilmek amacıyla hepimiz devletimizin kapasitesini ortaya koymaya çalıştık. Geçen dönem batı karadenizde yeğin felaketi oldu. Bartın’dahi sonuç 5 yılda 3 pare baraj yapıldı. Eğer baraj yapılmasaydı 100 milyon metreküp akarsu şehrin içine girmiş olsaydı, bugün haddinden fazla elan balaban felaketin üzerinden konuşuyor olurduk. Barajlar, DSİ’nin yaptığı tahkimatlar, bentler tıpkısı zamanda orada yapılan bir nice düzeltme çalışmaları ile uyarma sistemleri ile… Bize biraz kızdılar, tıpkısı uyartı gönderdik, ABD’bile, Avrupa’de celal bunu yapıyor. O mesajlar az buçuk henüz kaba, ürkütücü şekilde. O uyarılar yardımıyla tümce tedbirlerini aldı. Ululuk bozuk cesamet değil, Türkiye sakat Türkiye değil. Başımız öne akıntılı olabilirdi, seçme devir söylüyorum, kavim kendisine Ayasofya’nın minareleri büyüklüğünde yalçın olun, boynunuzu kimseye eğmeyecek büyüklüğünde sarp olun. Bangladeş’e gittik, Arakanlı müslümanlara gittik. Ayrımsız milyon insan tıpkı kampın içinde, aynı kapıdan 30-40 modül başın uzandığı tablo içinde yaşıyorlar. STK’larımız, müfit kuruluşlarımızın birçoğu orada kamer-degaje bayraklarımız ile duruyorlar. Onları orada tıpkı adaya çalmak istiyorlar. Oraya gittiğimde bana, ‘Eğer şu ay-vazıh bayrağın altında olan dernekler, oraya gidecekse biz gideceğiz. Türkiye orada olmazsa, tığ buradan kıpırdamayız’ dediler. Benzeri Osmanlı devleti kabilinden, eminlik oluşturmuş tıpkı milletin ve devletin insanlarıyız. Hatalarımız tür ama biz bu millete kusurlu yapmadık” ifadelerini kullandı.

“Tendürek Dağımızın tepesine kamer-engelsiz bayrağımızı diktik”

Sabah millete tıpkı müjde henüz verdiklerini tabir eden Soylu, “‘Tendürek dağını temizledik’ dedik. Takkadak Tendürek dağını temizlemedik. Sunu tepesine ay-açık bayrağı diktik ve Allah bize oradan etrafımızdaki coğrafyaya bakabilme fırsatı sağlayacak. Türkiye facia, risk planını yaptık. Afet planını ilk kez Elazığ’üstelik uyguladık. Bütün kurumlar ayrımsız arada. Cümle el birliği zarfında çalışıyor. Kıyamet düzeltme planı yapıyoruz. 2.5 yılda 61 bin afet konutu yaptı, AFAD’dahi. TOKİ bile, Mekân Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı üstelik. Cumhurbaşkanımız bize bu talimatı verirken, ‘Konut yapacağız. Ben sizden facia konutu istemiyorum. Ego sizden vatandaşımız içine girdiği antlaşma, kaliteli kalitede yaşayacağı, oradaki travmayı içine girdiği ant atlatacağı konutlar istiyorum’ dedi. 41 bini tasdik edildi. Diğerleri ise finiş aşamasında. Tamlık afetlerden elde ettiğimiz dersler ile yolumuza bitmeme ediyoruz. 2021 yılını Türkiye afet terbiye yılı zar ettik, 56 milyon insana dokunduk. 54 bin 300 tatbikat yaptık, 60 bin tatbikata akıllıcasına gidiyoruz. 5 vilayette cuşiş tatbikatı yaptık. Tığ afetle uğraşıyoruz, bire bir birlikte dalavere afeti ile yüz yüze kalıyoruz. Dolma söylenmemesi geçişsiz, siyaset rastgele yerde yapılabilir. Hem genel ahlakımıza, hem medeniyetimize, hem inancımıza karşı yapılmaması lazım. Edisyon zamanda hile söylenmez. ‘Baraj patladı’ diyorlar. Barajın patlamadığını anlatmakla mı uğraşalım, yoksa habbe dördüncü katından, beşinci katından, ‘Ne olursunuz hamileyim’ diyerek meni eden kadını kurtarmakla mı uğraşalım. Ego dahi yöntem yaptım, uymazlık partilerinde siyasa yaptım. Afetlerde yapılacak arz yalabık iş, ‘Cenabıhak amelî versin. Tanrı müzaheret etsin. Yapabileceğimiz tıpkı husus var mı deyip’ Elini taşın altına sokmaktır. Bunlarla üstelik aynı zamanda uğraşıyoruz. Helikopterler ile köylere jeneratör getirdik, 24 saatte cümbüş bağladık. Şeker Hastalığı hastası varsa doktoru ayağına helikopterler ile getirdik. Tanrı başımıza aynı elan facia vermesin. Hep hazırlıklarımızı İstanbul’birlikte yaşanabilecek, 7.5’lik hareket üzerinden yapıyoruz. Zamanını bilmiyoruz amma hazırlık almak bizim sunma iri sorumluluğumuzdur. Cenabıhak bizi milletimize mahcup etmesin. 23 yıl sonra tıpkısı acıyı, paylaşarak acep azaltabilir miyiz inancı içindeyiz. Tanrı bizi dünyaya mahcup etmesin. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. 23 yıl sonraları üzerimizdeki sorumluluğu hissediyoruz” şeklinde konuştu.

Çok çalışmaları gerektiğini anlatım eden Soylu, ” Filistin’in bize ihtiyacı var. Bu ülkenin anca bire bir Cumhurbaşkanı var kim. Lübnan’dahi soylu erki kriz yüzünden 0-2 yaş arasındaki çocukların, benzin içemediklerinden periferi, ‘Onların kuşkusuz benzin ihtiyacını karşılayacağım’ diye kendine balkı edinen ve eğlemek için çabalama üreten, dindar dünyada kimseyi kıygın, mazlum bırakmamak üzere gayret harcama fail, bir taraftan Libya’dahi öz gücümüzü ortaya koyan, Yemen’birlikte insanlara elini uzatan, Suriye’dahi kimseyi yalnız tutmak için himmet gider fail tıpkısı Cumhurbaşkanımız var” dedi.

Konuşmaların arkası sıra İçişleri Bakanı Süleyman Aristokrat ve beraberindekiler denize karanfil bıraktı. – KOCAELİ



Share: